25 Eylül 2011 Pazar

where it comes and where it goes ?



donuk olmayı öğreneceksin çocuk
düşlemeyi tamamen unutacağın o gün gelecek
hayalin ne kadar ümitsiz olduğunu göreceksin çocuk
alkolün tadını öğreneceksin,
birayı seviceksin çocuk,
nimetten sayıcaksın onu.
hadi çocuk kalk şimdi
hazırlan.
geceyi mutsuz kapatma

yeşilimi öldürdün


aldın onu benden,
yaşilimi çaldın.
her yer beton,
köreldi güzellikler.
sevgimi çaldın benden
sevgiyi çaldın.
sevgisizliği öğrettin.
önemsemedin.
dokunuşlarımla alay ettin.
beklenir mi bu bedenden güzellik?
yarınımı çaldın.
kaçtın,
bana sahip çıkmaktan korktun sen....
korktun bizden.

Dursun dünya.

"Albert Camus, insan ile dünya, insan ruhunun beklentileri ile dünyanın bunları karşılamaktakı yetersizliği arasında bulunan aşılmaz uçuruma (absürd), 'saçmalık' adını verdi. Saçma ne insanda ne de şeylerdedir. Onlar arasında yabancılıktan başka bir ilişki kurma olanaksızlığındadır." İnsanın yüzyüze kaldığı bu lakayt ve "saçma" evrende, ölümlü olduğumuz gerçeği karşısında "anlam", değerini yitirir. Ancak dengesiz bir şekilde ve geçici olarak kendi kararlarımız ve yorumlarımızla yeniden yaratılabilir. " Alain Robbe Grillet


bugün günümü kurtaracak kişi teoman
kandırıldım..
değiş dediler,
değişim.
peki sen niye değişmiyorsun?
zaman neden değişmiyor?
zaman neen ilerlemiyor;
çünkü zaman kavramı yok.

23 Eylül 2011 Cuma

kötü birisi değilim ben

sevginin gücüne inanmak istiyorum.
her seferinde ona yaklaştığımda
bir aksilik çıkıveriyor.
beni istemiyor.
doğru kişi kim, o kim ?
anne-babalarımız çocukken herşey ne kadar berraktı
saf ve temizdi duygular.
oyun yoktu.
tüketici toplum izi yoktu.
saftı aşklar,
yalındı
yalansız.
peki şimdi?
bu doyumsuzluk..
kim için,
ne için?
cömertce iyilik ile yetiştirildim ben.
taa ki ben büyüdüm
ve uyandığımda herşey kirlenmişti.
kızlı erkekli oynadığımız o saklanbaç yoktu artık
tişörtleri değiştirip safça çanak çömlek patlatmakta bitti
şimdi kimliklerimiz değişti.
her yeni ilişkiye başlarken sapkınlık başladı.
pavlovun köpeği gibi oldum
şartlı refleks ile hareket ediyor,
koşullanma ile sanki bir denek oluyorum.
oysa ki ödüllendirilme ile yetiştirilmiştim.

*Pavlov'un köpeği: Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı klasik koşullanma deneyleri ünlüdür. Köpeğe ilk olarak birkaç kez zil çalınır. Fakat köpek tepki vermez. Sonradan et verilir. Köpeğin salyaları akar. Sonra et ile birlikte zil çalınır. Daha sonra et verilmediği halde zil çalındığında köpeğin ağzının suyunun aktığı görülür. Şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. Pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.

Yarım kalan bu düş bizim mi ?


Hayat tekerrürden mi ibaret?
bebekken emeklemeyi bırakıp
birine ihtiyaç duyarsın,
adım atmaya çalışırsın.
tutunmak istersin..
düşmemek,
tökezlememek.
o kişiyi bulduğunu sanırsın.
başlarda olduğu gibi seninle yürüyecek sanırsın.
Fakat öyle değildir işte...
en fazla bir kaç ay seninle yürür.
sen ona alışırsın,
etrafa çarpmadan yürümeyi öğrenirsin,
kendisi dizginler seni.
arası sıra seni uzaktan izlediğinde
masa sandalyeye tutunarak yürümeye çalıştığını görür.
uzaklaşır senden.
zaman zaman gösterir kendisini.
arada gelir elini tutar,
sonra gider.
hep seninle devam edecek sanırsın.
Fakat öyle değildir işte...
o gider;
zaten o yürümeyi biliyordur çünkü.
sana ihtiyacı yoktur ki
kocamandır onun elleri.
minik değildirseninki gibi..
gömlek giyer o,
sen tişört giyersin.
sen yürümek istersin,
o oturmak.
gezmek istersin,
o dinlenmek.
öpmek istersin sen,
o kaçmak.
*******
''Yarım kalan bu düş bizim mi
yoksa yiten ben miyim derken
nerden geldin sen
kaybeden ben miyim derken
nerden geldin sen.''

20 Eylül 2011 Salı

Mutluluk...


Değiştim..
Dokundu elime sanki sihir.. sanki büyü..
Büyüyütor beni içten içe
aurasına alıyor,
sarhoş oluyorum adeta temiz havasında.
yoksa ben mi büyüyorum?
bu değişim ?

hala çocuğum ben.
küçük bir çocuk.
koşmaktan terlemiş sırtı ıslak çocuk.
elleri kirli toprakla oynayan çocuk.
ele veriyor beni her defasında..
soruyorm kendime aşk içinde ?

16 Eylül 2011 Cuma

Hep böyle mi olur ?


bazen eski sözcüklere bakmaz mısın
nasıl küçük nasıl zararsızlar oysa
orda ne yalanlar ihanetler gizlidir
korkma, bir daha gelmem üstüne

çünkü ben kayboldum, geri dönmem imkansız
hem uzak hem hoyrat senin ülken
çünkü ben kayboldum, geri dönmem imkansız
yine de mutluyum

bazen eski defterleri açmaz mısın
onlar masum duran o saklı sayfalar
pistir ve temizdir sadece laf vardır orda
bir daha gelmem üstüne

her şeyi, her şeyi bıraktım
artık çok mutluyum

Mor Ve Ötesi - Bazen -


hayat tekerrürden ibaret. uzun süredir elime almıyorum kalem. yazmak: beni iyi eden nacizade eylem. Burdan anlaşılıyor ki öncesi tedavi sürecim iyi geçmiş. ve yine anlaşılıyor ki tedaviye ihtiyacım var..
acile gidip serum yemek gibi. vücud dirençsiz düşer. vertigo olursun, b12 eksikliği de vardır, iyicene halsiz düşer bünye. hastabakıcı damarı bulmak için parçalar hastayı; çünkü ince damarlıdır hasta, belli etmez kendini. elin üstünden bir yol bulur ve oraya sokar iğneyi... placebo etkisi yaratan serum damardan alınır.
saat:23:15 16 eylül 2011